27.MART.2009 TARİHİNDE REFERANS GAZETESİ’NDE OSMAN ÖNDEŞ’İN DARVAŞ VE FEHMİ EGE HAKKINDA GÜZEL BİR YAZISI ÇIKMIŞTI. BEN DE ‘YORUM’ BÖLÜMÜNÜ TIKLAYARAK BİRŞEYLER YAZDIM.
Benimki yorumdan ziyade çağrıştıran bir şeyler yazmaktı. Önce Osman Öndeş’in yazısını buraya alıyorum. Uzun ama güzel bir yazı. İçinde birçok şeyler var. Benimkiler ondan sonra.
REFERANS
Keman virtüözü Darvaş ve Fehmi Ege
27.03.2009 Osman Öndeş Yorum
Anılarından yola çıkarak hazırladığım "Efsanevi Kaptan Şefik Gogen" başlıklı eser kısmetse bugünlerde İşbankası Kültür Yayınları dizisinden yayınlanmış olacak.
Kaptan Şefik Gogen'ın belgeler halindeki anıları, tuttuğu notlar kadar, onunla ayni gemide çalışmış olan denizcilerin ve Ankara gemisiyle seyahat etmiş pek çok ünlü yazar, sanatçı, politikacı, sanayicinin ulaşabildiğim kaynaklardaki anılarını da bu esere ilave ettim.
TTOK- Türkiye Turing Otomobil Kurumu bu ay Ankara'da bir sergi açıyor. Bu sergide yer alacak eserler arasında Ankara Gemisi'nin sofra takımları da var.
Tarih kültüründen yoksun idareciler tarafından üç paraya satışa çıkartılan Ankara gemisinin sofra takımlarını TTOK Genel Müdürü ve aslında mazi bilincinin muhteşem simgesi Çelik Gülersoy TTOK adına sahip çıkıp satın almasaydı, bu sofra takımları da çoktan yok olup giderlerdi.
Kaptan Şefik Gogen'in akrabası ve ayni zamanda birlikte çalıştığı meslekdaşı Kaptan Altay Altuğ'un anılarında bir devrin ünlü Keman virtiözü Darvaş ve yine "Fehmi Ege Tango Orkestrası" adıyla özdeşleşmiş bir diğer keman sanatçısı Fehmi Ege'ye ait anılar da bu eserde yer almakta.
Gerek Darvaş ve gerekse Fehmi Ege, Akdeniz'de bir kuğu gibi endam eden, seferleri o devirde bir anlamda turistik yolcu gemiciliğinin ilk adımları olan Ankara ve Ege gemi gemilerdeki orkestralarda kadrolu olarak yer aldılar. Fehmi Ege Tango Orkestrası'nın başlangıç noktası Ege Vapuru olmuştur.
Keman Virtiözü Darvaş
Kaptan Altay Altuğ'un anlattığı üzere "Keman virtiözü Halil Darvaş, Kaptan Şefik Gogen'in süvari olduğu yıllarda Ankara gemisi orkestrasında sanatını icra etmiştir. Benim de yakın dostlarımdandı. Ben ağız mızıkasıyla ona eşlik ederdim" der.
Ahçıların ahçısı- King of the Cooks ünvanına sahip Necdet Dengizer, Akdeniz'de yolcu seferleriyle ün yapmış Ankara Gemisine bir başka itibar kazandıran isimlerin başında gelirdi. Ancak Ankara gemisindeki ünlülerden diğeri de keman virtiözü Halil Darvaş'tı.
Darvaş II.Dünya Harbi ilk yıllarında Macaristan'dan Türkiye'ye iltica etmiş bir müzisyendi. Asıl adı Sergey olmasına karşın sonradan Müslüman olmuş ve Halil adını almıştı. Fakat kimse onu bu ismiyle anmadığı gibi, dahası da ilk adını anımsadıkları söylenemez. O Darvaş soyadıyla ünlüydü.
Bir süre Ankara'da Baba Karpiç diye tanınan bir Rus'a ait Karpiç lokantasında çalışmıştır. Masalara kırmızı gül ve yemekte damak tadı olarak Rus havyarı ve kızarmış ekmeğin eksik olmadığı bir lezzet ve zerafet ortamında Macar Rapsodisiyle başlayan tangolarla devam eden bir müzik ziyafetiyle dinlemek doyumsuz ve unutulmaz birkaç saat olarak tercih edilirdi.
Süreyya Bey de Karpiç lokantasından sonra Kızılay'daki Yenişehir Postahanesi'nin altında gece klübü açılmıştır. Sonraki yıllarda İstanbul'da Bebek'te o ünlü Süreyya olarak nice yıllar devam etmiştir.
Darvaş’ın Allahın lutfu olan müzisyen yanı, kemanla adeta oynaşan, konuşan, birbirlerinin dillerini anlayan ve birlikte terennüm eden dünyası ise muhteşemdi. II.Dünya Harbi yılları başlarında Macaristan kaçınışı anlatırken, sınırı geçmek için kemanını iki kolunun arasına yerleştirdiğini ve dirsekleri üzerinde, ama kemanı kollarının üstünde bir saate yakın yerlerde süründüğünü söylemiştir.
Darvaş zamanla İzmir'e yerleşmiştir. Kaptan Altay Altuğ bu yılları şöyle anımsar; "İleriki yıllarda sanırım İzmir Valisi Kazım Dirik Bey'in kızıyla evlendi. Evleri Alsancak'ta bir yalıydı. Derken İzmir'de zelzele olduğunda herkes eşini, akrabasını, çocuklarını alıp yalıdan kaçmaya çalışırken, Darvaş da eşini değil kemanını alıp dışarı kaçınca, eşini kurtarmak yerine kemanını tercih etti diye kayınpederi ve eşi ile aralarının açıldığı anlatılırdı.
Darvaş Yehuni Menuhin'e de eşlik eden Keman virtiözü idi.
Şefik Gogen'in zabitan grubunda görev yapmanın meslek açısından tarif edilemez nasıl bir bahtiyarlık olduğunu yazmıştır. Ankara yolcu gemisi de o yıllarda Akdeniz'de muazzam bir şöhrete sahip olduğundan o gemiyle Avrupa seyahatine çıkmak isteyen Türk sosyetesi, devlet erkanı için kamara bulmak zaman zaman sıkıntılara neden olurdu.Geminin tüm personeli gibi, mutfak personeli de hep seçilmiş ustalardan oluşurdu.
Fehmi Ege Tango Orkestrası
Bir diğer önemli sanatçı da Fehmi Ege idi.
Tangoların unutulmaz adı Fehmi Ege Orkestrası'ının kurucusu Fehmi Ege de Devlet Denizyolları İşletmesi gemilerinde kadrolu olarak çalıştı. Fehmi Ege ilk orkestrasını 1924 yılında kurmuştu.
1928'de ilk Türk tangosu olarak bilinen "Mazi" Necip Celal Andel tarafından bestelenmişti. Unutulmaz bir tango da Papatya adıyla anılır. Tango tutkusu yıllarca devam etti ve Fehmi Ege 1950 yılında kendi adıyla anılan tango orkestrasını kurdu. Ankara dahil olmak diğer yolcu gemilerinde de Fehmi Ege Tango Orkestrası büyük sükse yapmıştır."
Anılarından yola çıkarak hazırladığım "Efsanevi Kaptan Şefik Gogen" başlıklı eser kısmetse bugünlerde İşbankası Kültür Yayınları dizisinden yayınlanmı...
( KB)
MNetBanner("Referans_bolum_ust_468x60");
28.03.2009 HADİ ASİTANELİOĞLU
HADİ ASİTANELİOĞLU’NUN ‘KEMAN VİRTÜÖZÜ DARVAŞ VE FEHMİ EGE’ YAZISINA EK YORUMU:
Fehmi Ege deyince akla tango ve Türkçe sözlü tangolar gelir. O zaman hemen ve öncelikle Necip Celal Ander (Anter) ve Necdet Koyutürk’ü de hatırlarsınız. Bunlardan başka İbrahim Özgür, Kadir Cerrahoğlu, İrfan Kipman, Nusret Rıfkı, Nüsret Hergüner gibi bestecileri bir çırpıda sıralayabilirsiniz. Taş plaklarda görülen, Hasan Güler, Lütfiye Çakmak, Mehmet Ozkut, Papadupulos, Zuhrap Buguk gibi isimleri de unutmamak gerekir. Günümüzde Selmi Andak da tango bestecileri arasındadır.
Türkçe sözlü tangolarla Cumhuriyetimizde toplumumuz hiç yadırgamadan çok sesli müziğe geçmiş ve bu eserleri benimsemiştir. Bu gün bu güzel eserlerin arzu edildiği gibi çalınamaması, sadece eski taş plaklarda ve birkaç CD’de kalması, toplumumuza tanıtılamaması çok üzücüdür. Bu ünlü bestecilerin varisleri ile bu parçaları seslendirmek isteyen müzisyenler arasındaki her halde telif haklarından ve diğer bazı nedenlerden kaynaklanan problemlerden ötürü bu parçalar tekrar tekrar seslendirilememektedir. Bu konuda Necip Celâl’in varislerinin daha hoş görülü davrandığı anlaşılmaktadır. İşte bu yüzden bir tango konserinde çok arzu ettiğiniz halde ne yazık ki, yazarın bahsettiği, Necdet Koyutürk’ün Papatya’sını dinlemek bahtiyarlığına erişemezsiniz.
Bu vesileyle Türkçe sözlü tangoları uzun yıllar toplumumuza sevdirerek seslendiren isimlerden Seyyan Hanım (Oskay), Zehra Eren, İbrahim Özgür, Celâl İnce, Şecaattin Tanyerli’yi öncelikle zikretmek gerekir. Taş plaklarda Birsen adına da rastlarsınız. Münir Nurettin, İhsan Ünlüer, Zeki Müren, Mefharet Atalay, Nilüfer, Sezen Aksu, Erol Uras, Erol Büyükburç da Türkçe tangoları seslendirenler arasındadır. Erol Büyükburç’un yorumunu çok takdir etmiştim. Geçen yıllarda Ertuğrul Sevsay’ın yönettiği Band-O-Neon tango orkestrasında solist olarak yer alan Bagdasar Bayvertyan’ın ses kalitesi ve yorumunun Türkçe tangoların alıştığımız yumuşak icrasına uygun düştüğü kanısındayım. Esin Engin kasetinde bu parçaları çok tatlı yorumlamıştır. Bazı vesilelerle Tanju Yıldırım’ın da sergilediği başarılı icrayı dinledik. Son senelerde Dilek Türkan tılsımlı bir sesi ile birkaç parça söyleyerek etkili olmuştur. Şu anda yazmayı unuttuğum başka isimler de var. Ancak bu alanda birçok parçayla ve belli dönemlerde devamlı olarak etkili olan, unutulmazlar arasına giren ve kendi çığırlarını oluşturan isimler olarak, tarihî sırasıyla İbrahim Özgür, Celâl İnce ve Şeceattin Tanyerli’yi bir kere daha zikretmek isterim.
Bir de, bu parçalar neredeyse unutulmuşken, 1970’li yıllarda ve 1980’li yılların başlarında, bunları tekrar gündeme getirmek için çabalayan, dernekler kuran. herkese arşiv yetiştiren, başlangıçta her konserde ismi teşekkürle anılan ve zaman zaman çok üzdürülen arkadaşım Nedim Erağan ‘nı anmak istiyorum. Onun ‘Tramvaylu Günler ve Eski Tangolar’ kitabındaki lezzeti herkesin tatmasını dilerim. HADİ ASİTANELİOĞLU
********************************
Sayın Osman Öndeş Bey;
Zahmet edip bana mail gönderdiğiniz için teşekkür ediyorum.
Google Video’ya ben de ‘İLKBAHAR HAYALLERİ’ isimli tangomu vermiştim. Google arama motorunda da ‘HADİ ASİTANELİOĞLU’ yazıp aratınca çıkıyor. Aşağıda link referanslarını da yazıyorum. Her halde bu nedenle olacak, Google bana sık sık tango konusunda yazılanlardan ‘Alert’ adı altında bilgi veriyor. Sizin yazınız da bana Gogle tarafından ‘Alert’ adı altında ulaştırıldı.
Yazınızda Darvaş ve Fehmi Ege hakkında çok güzel anılar anlatmışsınız.
Ben 1956 yılında Tünel Meydanı’ında bir şirkette çalışmıştım. Saim Gogen’in firması ile aynı katı paylaşıyorduk. Zaten şirketler de iç içeydi. Saim Gogen’i çok muhterem bir kişi olarak tanımıştım. Hepimiz onunla ‘beyefendi’ sözcüğünü ilâve ederek konuşurduk. İş yerinde kaptan geldi, kaptan gitti diye hep bir kaptan lafı geçerdi. Anlaşılan o kaptan da yazınızda bahsettiğiniz Efsanevi Kaptan Şefik Gogen imiş.
Yazınız vesilesiyle Referans gazetesine de üye oldum. Zaten Dünya gazetesinden ayrıldıkları için Veysi Seviğ ve Bumin Doğrusöz’ü okuyamadığım için üzülüyordum, daha doğrusu mali konularda bilgi kaybına uğruyordum. Böylece onları da okuyabileceğim.
Saygılarımla
HADİ ASİTANELİOĞLU
‘İLKBAHAR HAYALLERİ’nin link adresi:
video.google.com/videoplay?docid=-1912588932085291892
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder