Değerli Hadi Uluengin Bey
Bilgi fışkıran bir birikimiz olduğunu bilirim. Az rastlanan bir isim olduğundan da adaşım olarak isminiz ayrıca dikkatimi çeker. Gene de yazılarınızı nadiren okurum. Söyleyeyim de içimde kalmasın. Yıllar önceki bir yazınızda, bu Pazar değerli bir başyazarın ismi için düşündüğünüz yakışıksız bir benzetme gibi, Güney Doğu hakkında yaptığınız bir benzetme hoşuma gitmemişti. Onu hep kafama takarım. Köşenizin tepesinde duran resimde de biraz ters bakıyorsunuz.
Yazı müzikle ilgili olunca okumadan geçemiyorum. Bilgisayarımda birçok yazar için klasör açmışımdır. Bazı yazıları ilgili klasörlere kopyalarım. Sizin için bir klasör açmamış olduğumdan eski bir yazınız için tarih veremiyorum. Gene bir süre önce diyeceğim, (belki birkaç yıl) Türk beşleri hakkındaki bir yazınızı okumuştum. Onları acımasızca eleştiriyor, küçümsüyor, adeta hırpalıyordunuz. Hatırımda kaldığına göre aynı yazınızda kendinizin dinlediği bestecilerden de bahsediyor, bir dinleyici olarak müzik bilginizi adeta hava atarak ifade ediyordunuz. Bilmem doğru hatırlıyor muyum?
Hürriyet’in 12.Mart.2006 tarihli Pazar ilâvesinde de Mozart hakkında yazınızı görünce okumadan geçemedim. (Buradaki resminiz düz bakıyor). Bu yazınızda müzik bilginizle bağdaşmayan küçük bir hata yapmışsınız. Siz sabahları aynanın karşısında Mozart’ın Figaro’nun Düğünü operasından bir aryayı söylediğinizi zannederken, aslında Rossini’nin Sevil Berberi operasından bir parçayı söylüyorsunuz. Her şeye rağmen gene de hoş bir çağrışım var: Tıraş ve berber.
İyi günler diliyor ve saygılarımı sunuyorum
HADİ ASİTANELİOĞLU
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder